9 Nisan 2017 Pazar

PEYGAMBERDEN SONRA


Şöyle bir gerçek var ki, olayları yaşarken ya da olayın tam merkezindeyken yorumlamak çok mümkün olamayabiliyor. Bir olaya ya da resme ne kadar geniş açıdan bakabilirseniz tahlil başarısı o oranda artıyor. Depremlerde dahi en doğru şiddet ve büyüklük değerini deprem merkezine en uzak istasyonlar veriyorlar. Lesley Hazleton'un kitabını okurken bu saptama bir türlü aklımdan çıkmadı.

Lesley Hazleton kendisini Agnostik Musevi olarak tanımlayan bir gazeteci. 1945 İngiltere doğumlu. Yani baktığınızda yazmış olduğu kitabın merkezinin çok çok uzağında. Kendisi ne bir Müslüman, ne 600 lü yıllarda yaşamış ne de Arap yarımadasında ya da yakınında bir coğrafyada yetişmiş birisi. Müslümanlıktan bu derece uzak biri olmasına rağmen yazmış olduğu kitap Hz. Muhammed'in ölümünden sonraki 50 seneyi ve dolayısıyla Şii-Sünni ayrışmasının temellerini anlatıyor.



Bir kere şunu söylemek isterim ki, kitap tam bir roman tadında ele alınmış. Okurken kesinlikle yorulmuyorsunuz. Kitabın bir miktar şii yanlısı olduğunu hissediyor olsanız da bu çok da rahatsızlık verici bir taraf tutma gibi gelmiyor size. Kitabın bazı kısımlarında verilen detaylar var ki, sadece iki kişinin bilebileceği olayları anlatıyor. Örneğin Hz Muhammed'in, Hz Ayşe'nin kendisine getirdiği ballı sütü içmemesi detayı gibi. Bu olayı sadece iki kişi sonraki nesillerin bilmesini sağlayacak şekilde anlatmış olabilir ki, bunların birisi peygamber diğeri ise Hz.Ayşe. Hz Muhammed'in bu detayı anlatabiliyor olması ne kadar mümkün görünmüyorsa Hz. Ayşe'nin de kendisi için olumsuz bir örneği başkalarına anlatmış olması çok gerçekçi gelmiyor. Okurken bu kısım beni biraz rahatsız etti açıkcası. Araştırma sonucu yazılmış bir kitapta söylentiye yer vermesi beni biraz itti.

Bunun yanında kitap gerçekten ciddi bir araştırma ürünü. Hz.Ayşe, Hz. Ali, mücadelesini, Hz Ömer ve Hz Osman'ın başına gelenleri, Marvan, Yezid, Muaviye gibi İslamiyet tarihindeki yol ayrımlarının mimarlarını okurken ne çok bilgiye maruz kalıyor ne de yüzeysel bir geçiştirme hissediyorsunuz. Lesley bir çok önemli olayı sade ve hüküm vermekten uzak bir eda ile yazmayı başarmış. Kitap; okurken bilmediğim bir çok konu ile karşılaşıp aslını öğrenmek için başka kitapları ve internet sitelerini karıştırmama neden oldu.

Son olarak şunu söyleyebilirim ki, ilk emri oku olan bir dinin indirilmiş kitabını dahi okumaktan üşenen insanların bu kitabı yazan insanın öz geçmişine bakıp biraz düşünmeleri gerek diye düşünüyorum.

Not: İtiraf etmeliyim ki, kitabın bir kısmında Muaviye ile Bush'u yöntem açısından benzetmiş olması Lesley'e bir hayranlık duymama neden oldu. Kitabın başka bir kısmında Kufa valisi Ziyad'ın zalimliğinin tasvirini de benzettiğim kimseler oldu ve acaba bu detay bilinçli mi verildi diye düşünmeden edemedim. Sonrasında herhalde tasvir edilen bu detaylar diktatörlerin ortak özellikleridir deyip üzerinde durmamayı yeğledim.

Keyifli okumalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder